İyi ki Varsın Jim Jarmusch!

Yılın son uluslararası film festivalini dolu dolu Malatya’da yaşamış oldum. Bu yıl 4’üncüsü gerçekleşen Malatya Uluslararası Film Festivali’nin üç yılını yakından takip ettim. Her yıl gerek seçkisiyle, gerek organizasyondaki titizliğiyle çıtayı yükseltmeyi başaran festivalde, ulusal seçkinin çoğunu daha önce seyrettiğim için seyir tercihimi uluslararası örneklerden yana kullandım. Festivalin Çağdaş Ustalar kategorisinde yer alan ve başladığı saniye itibariyle seyirciyi içine çeken Jim Jarmusch’ın Only Lovers Left Alive filmi ile sinemaya yeniden aşık oldum. (Aşağıda Only Lovers Left Alive filminin fragmanını da izleyebilirsiniz.)

Uluslararası Uzun Metraj Yarışma filmleri arasında yer alan ve “Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” düşüncesinden yola çıkarak evliliğini kurtarmaya çalışan bir kadının bir yanlışlık sonucu başka bir erkeğin kalbine ulaşması ve yüreklere akan diyaloglar silsilesiyle ilerleyen Ritesh Batra’nın The Lunchbox filmi yüreğimde sımsıcak bir iz bıraktı. Panorama kategorisinde yer alan Calin Peter Netzer’in Pozitia copilului filmi başlarda çekim tekniğiyle yorup sıksa da sağlam dramatik kurgusuyla sonunda beni koltuğuma mıhladı. Bunların yanı sıra Mira Fornay’ın Môj pes Killer, Marcus Vetter’in Cinema Jenin: The Story of a Dream, Joon-ho Bong’un Salinui chueok, Andrea Segre’nin Io sono Li, Rashid Masharawi’nin Eid milad Laila, Luigi Lo Cascio’nun La città ideale, Anthony Chen’in Ilo Ilo, Nana Ekvtimishvili & Simon Groß’in Grzeli nateli dgeebi, Hirokazu Koreeda’nın Soshite chichi ni naru, Janis Nords’un Mammu, es Tevi milu, Joanna Kos & Krzysztof Krauze’nin Papusza, David ‘Tosh’ Gitonga’nın Nairobi Half Life filmleriyle kendime gerçek bir sinema ziyafeti çektim. Tabii festival boyunca sadece film seyretmedik; festivalin organize ettiği bir gezi programıyla Tohma Kanyonu, Somuncu Baba Cami, Günpınar Şelalesi, Abdurrahman-ı Erzincanî Camii ve Külliyesi, Kudret Havuzu (Gavur Hamamı) görmek için Malatya’dan Darende’ye, gün doğumunu seyretmek için de Nemrut’un zirvesine de çıkmış oldum. Keşke günler hep böyle sinema tadında ve duyarlılığında olsa diye iç geçiriyorum. Ama yine de MUFF’i sayesinde böylesi günler yaşamak bile kar kaldı bana, bu güzel filmlerin büyüsünde…

Festivalin Ulusal Uzun Metraj Yarışma seçkisindeki filmlerden ben ilk üçümü; Kusursuzlar (Ramin Matin), Karnaval (Can Kılcıoğlu), Yozgat Blues (Mahmut Fazıl Coşkun) olarak belirlemişken jüri kararı sonucu Yozgat Blues “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen” ve “SİYAD Özel” ödüllerinin sahibi oldu.

Şehirde neler oluyor?

Dünyanın en güzel kısa filmleri 20-27 Kasım 2013 tarihleri arasında, bu sene 25’incisi düzenlenecek olan “İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali” kapsamında İstanbul’da seyircisi ile buluşuyor. Yine birbirinden ilginç ve bol ödüllü kurmaca, belgesel, canlandırma ve deneysel filmler ile görsel ziyafetin etkisinde sınırları aşacak ve birbirinden farklı bakışları bir arada görebileceğimiz farklı kıtalardan, farklı dillerden, farklı sesleri bir araya getirmeyi başaran festivalin, kısa film alanında, ülkemizdeki en uzun soluklu festival organizasyonu olarak öne çıktığını hatırlatmakta fayda var. Festival programı ve detaylı bilgi için www.istanbulfilmfestival.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Vizyonda bu hafta

Yıl sonuna doğru yaklaşıp üzerimize şimdiden rehavetin çöktüğü bir dönemde vizyonda da benzer bir şekilde duraklama yaşıyoruz. Yeni yıl ve Oscar süreciyle birlikte artarda gösterime girecek iyi filmleri bekleyeduralım ve gelin bu hafta elimizdeki filmlerin özetlerine bir göz atalım:

Açlık Oyunları : Ateşi Yakalamak | The Hunger Games: Catching Fire (2013)

Suzanne Collins’in The Hunger Games Trilogy isimli romanın aynı isimli ikinci serisinden sinemaya uyarlanan Amerikan bilimkurgu macera türündeki filmin yönetmen koltuğunda bu defa Francis Lawrence oturuyor. Film ilk serisinde Açlık Oyunları’nı büyük bir mücadele sonunda kazanmayı başaran Katniss ve partneri Peeta, evlerine dönüp bölgeler arasında yapacakları Zafer Turu’nu beklemektedirler. Ancak Başkan Snow bu zaferi hazmedemediği için şeytani planlar yapmaya devam etmektedir. Bu hezimet içinde Zafer Turu’nu gölgelemeyi amaçlayan Başkan Snow eski oyunların kazananlarını karşı karşıya getireceği 75. Geleneksel Açlık Oyunları’nın (Quarter Quell) duyurusunu yapar. Bu duyuruyla zaferin keyfini süremeden kendilerini yeni bir mücadelenin içinde bulan Katniss ve Peeta patlamak üzere olan bir isyanla birlikte hayatlarını yeniden tehlikeye atarlar.

Erkek Tarafı Testosteron (2013)

Polonyalı senarist, yönetmen, yazar Andrzej Saramonowicz’in yazdığı ve yönettiği 2007 yapımı Testosteron filminden Kemal Aydoğan yönetiminde tiyatroya uyarlanan ve beş yıl gibi uzun bir süre kapalı gişe oynayan oyun bu defa İlksen Başarır tarafından tiyatrodaki oyuncularla sinemaya aktarılmış. İlksen Başarır’ın erkek egemen toplumunun kadına bakışını aktarmaya çalıştığı bu üçüncü filminde her şey iptal olan bir düğün sonrasında 7 erkeğin bir araya gelerek yaptıkları durum değerlendirmeleriyle başlıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Mert Fırat, Emre Karayel, Timur Acar, Onur Ünsal, Metin Coşkun, Tuna Kırlı ve Cihan Ercan yer alıyor.

Ayas (2013)

Pepee’nin yaratıcısı Düşyeri ve BKM’nin bir araya gelerek ortaya çıkardığı Ayas Türkiye’nin ilk çizgi sinema filmi olma özelliğini taşıyor. 75 kişilik bir ekibin 3 yıllık emeğiyle tamamlanan ve altı yaşındaki Ayas’ın başından geçen maceraları konu alan filmde, Ayas’ın akrabalarıyla dolu apartımanına ve İstanbul sokaklarında yaşadığı eğlenceli maceralara konuk oluyoruz. Film, seyirciyi Ayas’ın en sevdiği arkadaşları olan kuzenleri Mustafa ve Özgür’ün yanısıra annesi ve babası başta olmak üzere tüm ailesiyle tanıştırıyor ve geleneksel sokak kültürü ve oyunlarına davet ediyor.