top of page

Sayım Çınar'dan bomba gibi bir Cenk Sezgin röportajı

Sayım Çınar'dan bomba gibi bir Cenk Sezgin röportajı! Bodrum Türk Filmleri haftası kapsamında Sayım Çınar, Cenk Sezgin ile konuştu, ortaya zengin bir söyleşi çıktı.

SAYIM ÇINAR

sayimc@superonline.com

“Bodrum’un enerjisini ve ışığını arkamıza alıyoruz.”

Cenk Bey öncelikle sizi tebrik ediyorum. Bodrum’da 7 yıldır Türk Filmleri Haftası yapıyorsunuz. Bu platformda Türk sinemasının önemli filmleri var. Son birkaç yılın en iyi filmlerini seçmişsiniz, bu seçki nasıl oldu, kimlerle çalışıyorsunuz?

İki şeye dikkat ediyoruz. Gişe filmlerini yeniden ağırlamayı ve bu filmlerin yönetmelerinin bir sonraki projesi varsa bu film vasıtasıyla yeni filminin tanıtımını sağlamayı hedefliyoruz. Baştan beri konseptimiz bu. Vizyonda yayınlanmış hatta televizyonda dahi izlenebilecek olan filmleri, yönetmeni ve oyuncularıyla birlikte seyircilerle buluşturan nadir platformlardan biri. Bu da seyircilerin ilgisini artırıyor. Mesela şu anda 5 numaralı salonda yer yok. Görümce filmi oynuyor.

Bu gösterimler ücretsiz mi?

Evet ücretsiz. Hiçbir ücret talep etmiyoruz izleyicilerden. Filmlerin yapım aşamasında görev alan emektarları da ücretsiz ağırlıyoruz Bodrum’da. Bir sonraki projeye destek verebilmek amacıyla ve misyonumuzu yerine getirmek amacıyla yapıyoruz bunu.

Bodrum Türk Filmleri Haftası için halkı oyuncularıyla, yönetmenleriyle buluşturmak söyleşiler etkinlikler yapmak diyebilir miyiz? Bu çok önemli bir konsept çünkü.

Evet, hatta bazı filmlerin yönetmenlerinin yeni projeleri olmuyor. O zaman yeni projesi olan yönetmenleri ağırlamaya yöneliyoruz. En son filmine bakıyoruz. O filmi talep ediyoruz, salonlarımızda gösteriyoruz. İzleyiciyle buluşturuyoruz.

Festivalde çok ciddi bir yenilik var. Geçen yıl da vardı. Kos-Bodrum işbirliğiyle. Kos’la kardeş etkinlikler yapıyorsunuz. İlginç şeyler yaşıyor musunuz? Nasıl geçiyor festivaller?

Kos (İstanköy) adasında yaşayan 2000’e yakın Müslüman soydaşımız var. Onların derneği var. Müslüman Soydaşlar Yardımlaşma ve Kültür Dayanışma Derneği. Bu dernekle duyuru tanıtım yapıyoruz. Kos Belediyesi de çok ciddi destek oluyor bize. Oradaki salonlarda da çok sayıda film gösterimi yapabiliyoruz. Bu sene orada 11 film göstereceğiz. İngilizce altyazılı filmler hepsi. Tüm filmler ilgiyle izleniyor. Bazı filmlerimizi sanatçılarıyla birlikte götürüp gösterimler yapıyoruz. Açılış gecemizin filmi ‘Çalgı Çengi’ydi. Gösterime filmin yapımcısı Necati Kocabay ve başrol Murat Cemcir ile gitmiştik. Cumartesi günü de Ayla filmi ile birlikte tam kadro Kos’a misafir olacağız.

“Ayla filmi Kore Savaşı’na başka bir gözle bakacağımız bir film.”

Ayla filmine çok yoğun bir ilgi var, tartışması oldukça fazla bir film. Bu filmi izlediniz, sevdiğinizi de biliyorum. Siz bu filmi Türk sinemasının neresine oturtuyorsunuz?

Evet, Ayla filminin hazırlık aşamaları göz önüne alındığında Türk sinemasında ilkleri yaşattığını düşünüyorum. Bizim için çok önemli bir hikâye aslında. Bizim çok bilmediğimiz, kulaktan dolma bilgilerle fikir sahibi olduğumuz bir konuyu anlatıyor. ‘Kore Savaşı’nın pek çok detayını filmi izlerken öğrendim. Savaşın nasıl olduğunu ve nasıl cereyan ettiğini. Filmin günümüzde gerçek hikâyelerin daha fazla prim yaptığı, tarihsel bir gerçeğe ışık tutmasının yanında, oyuncuların hâlâ yaşıyor olması gibi enteresan özellikleri de var. Otobiyografik olan her şey çok dikkat çekiyor. Titanik de gerçek bir hikâyedir. Ama şu an Titanik’in karakterleri yaşamıyor. Ama bu filmdeki karakterlerin hepsi hayatta. Ve bizlerle olacaklar çok yakın bir zamanda. Bu bizim için çok büyük bir keyif. Ben filmi 2 kez seyrettim. İkisinde de çok etkilendim. Önümüzdeki Cuma ve Cumartesi günü burada tekrar izleyeceğiz.

Siz aynı zamanda sinema işletmeciliği yapan bir uçak mühendisisiniz. Çok değişik alanlarda çalışıyorsunuz. Bu festival 7 yıldır oluyor her defasında yeniden organize etmek sizde sarsıcı şeylere sebep oluyor mu? Çünkü çok zor bi iş…

Tam tersine. Bazen samimi ortamlarda dile getiriyorum. Her etkinlik bitişinde “Tamam arkadaşlar buraya kadardı, bir daha bunun tekrarı olmayacak” deyip, vedalaşıyoruz. Fakat sonra aradan birkaç ay geçince tekrar hareketleniyoruz, şu filmler çıkıyormuş, şunu şöyle mi yapsak diyerek organize olmaya başlarken buluyoruz kendimizi. Ve bu heyecan her seferinde giderek artıyor. Her yıl bir öncekinden fazla ne yapabiliriz, ne değişiklik katabiliriz diye düşünüyor ve üzerine çalışıyoruz. Ortaya çıkan şeyle de mutlu oluyoruz, emeklerimizin karşılığını alabiliyoruz çünkü.

Öğrenmeyi öğrenmek de gerekiyor. Sizler bu festivalle birlikte, hem birçok sanatçıyla bir araya gelme şansı buluyorsunuz, hem de hayatınıza yeni şeyler katıyorsunuz. Bizimle paylaşabileceğiniz ilginç anlarınız var mı?

En heyecan vericilerinden bir tanesi, internette seyrettiğim şimdiki kadar meşhur olmayan bir filmin yapım kadrosuna ulaşıp ekibi Bodrum’a davet etmekti. O zamanlar aslında izleneceğini ve sevileceğini biliyorduk fakat bu kadarını öngörememiştik. Bu film Çalgı Çengi’ydi.

Onları (Selçuk Aydemir, Ahmet Kural ve Murat Cemcir) ilk gördüğümde meydanda tek başlarına oturuyorlardı. Kimse ne selfie çektiriyordu, ne de yanlarına gelip sohbet ediyorlardı. Onlar da böylece sakin ve sessiz bir şekilde Bodrum’un tadını çıkarıyorlardı. Hemen yanlarına gittim ve kendimi tanıttım. Böylece çok sıcak bir sohbet başladı. Ardından da bu sohbeti salondaki seyircilerimizle beraber devam ettirdik. O zaman bugüne gelecek bir başarıyı tahmin edemiyor oluşumdaki sebep “Türkiye bu potansiyelin hakkını verecek mi?” sorusuydu. Kısa bir süre içinde dizilerle, bazı projelerle vs. bu güne geldiler. 7 yıl sonra davetimizi kırmayıp bugün de bizlerleler. O gün yaşadığım heyecan ayrı, bugünkü ayrı. Çok güzel bir duygu.

“İnsanın aldığı enerjiyi yansıtabiliyor olması lazım.”

Sisay ödül töreni yapılacak. Yaşam boyu onur ödülünü Türkan Şoray alacak. Türkan Şoray denince sizin aklınıza ne geliyor? Ne ifade ediyor sizin için?

Türkan Şoray ulaşılmaz bir büyüklükte… Türk sinemasının devi olarak düşünüyorum. Sanatçı kişiliğinin yanında insan olarak da çok özel bir insan Türkan Şoray, rahatsızlığına rağmen, bir kişiyi bile kırmadan terler içinde kalsa dahi etkinliğin sonuna kadar bizlerle kaldı. Buna bizzat tanık oldum. Ona ayrı bir saygım ve sevgim vardır. Bazı sanatçılar var, halka karışmaz, arabayla gelirim arka kapıdan çıkarım vs. tarzı şeyler söyler. Halkın arasına set çekmeye çalışıldığında bence başka bir yere gidiyor konu. İnsanın aldığı enerjiyi yansıtabiliyor olması lazım. Türkan Şoray çok başka bir sanatçı.

Bu kültür-sanat projesini sürdürmek hiç de kolay değil. Kültür Bakanlığından, Turizm Bakanlığından destekli olduğunu biliyoruz. Bu destekler git gide artıyor mu?

Belli orantıda yükselerek artıyor.

Aslında siz Bodrum’un şansısınız. 17 işletme 145 tane sinema salonunuz var. Bu sene işleriniz nasıl, çok film izleniyor mu?

Bu sene geçen seneye kıyasla %25 civarında bir artış bekliyoruz. Yıl bazında. Geçen sene 59 milyondu. Bu sene iddialı prodüksiyonlarla 70’i bulmayı hedefliyoruz. Bu yıl toplantılarımızda “Altyapımız Türkiye’de 100 milyon seyirciye ulaşmaya elverişli mi?” bunu tartışacağız.

Peki son dönem Hint filmi Dangal için ne düşünüyorsunuz?

Henüz izleyemedim ama çok izlemek istiyorum. O yönetmenin diğer iki filmini de çok severim. Senaryoyu kurgulama biçimini ve seyirciyi ters köşe etmesini oldukça beğeniyorum.

Son olarak önümüzdeki zamanlarda kültür-sanat projenizde değişiklikler, yenilikler yapmayı planlıyor musunuz?

Evet düşünüyoruz. Yan bantlarımız olacak. Yurtdışından katılımla ilgili bir şeyler yapmayı, Türk-Yunan filmlerini dâhil etmeyi ve yabancı dağıtım şirketleriyle çalışmayı düşünüyoruz.

Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page